
En İyi Reklamlar Satışı Tetikleyen Fikirlerden Çıkar
En iyi reklamlar her zaman tüketiciyi harekete geçiren fikirlerden oluşur. Günümüzde bir çok reklam ajansı ödül, yarışma ve derece odaklı fikirler geliştirerek kendisinden söz ettirmeye çalışır. Aslında amaç her zaman müşterinizin cebini doldurmak olmalıdır. Ne zaman ajanslar ödül alacak işler üretmek yerine müşterinin kazancına odaklanır, işte o zaman ajans-marka ilişkisi çok daha uzun süreli olabilir.
Reklam verenler özellikle son yıllarda dijital başta olmak üzere reklam bütçelerini özenle düşünülmemiş fikirlere yatırarak para kaybediyorlar. Yani dışarı çıkmak istiyorlar ama üzerlerine giydiği kıyafeti özenle seçmiyorlar. Bir reklamın mecrasına milyarlarca para harcarken, mecrada kullanılacak reklama fıstıklarla ödeme yapmaya çalışıyorlar. Hal böyle olunca ortada geri dönüşü olmayan reklam yığını yaratılıyor. Günün sonunda reklam verenler her zaman sonuç görmek isterler. Satışlarının artmasını, karlarının yükselmesini, pazar paylarının büyümesini hedefliyorlar. Bu noktada biz reklamcıların ana hedefi, bu düzeni en şeffaf şekilde anlatarak, markaları bilgilendirmek olmalıdır.
“Afişin Kur Yapmaya Vakti Yoktur, Tecavüz Etmelidir” Jacques Seguel

Günde 6000’den fazla ticari mesaj ile karşılaşan insanoğlunu düşünecek olursak, reklamların çalışması için pek vaktimiz olmadığını anlayabiliriz. Olabildiğince kısa sürede, satışı tetikleyecek sloganlar ve konumlandırmalar ile markayı tüketicilere sunmalıyız. Reklamcılık aynı zamanda toplum psikolojisini iyi anlamalı, nabzını tutmalı ve değerlerini çok iyi analiz etmeli. Psikoloji ile dirsek temasında çalışan reklam anlayışı her zaman en iyi reklam performansını tetikleyecektir.
Bugün dijital kanallardan anlayan, sosyal medya yönetimini bir şekilde öğrenmiş bir çok reklam ajansı görebiliriz. Evet reklam yayına girebilir ama önemli olan nasıl girdiği, ne zaman girdiği, hangi mesajla ve hangi önermeler ile tüketicinin karşısına çıktığıdır. Teknoloji ne kadar karmaşık hale gelse bile, günün sonunda markalar insanlar ile iletişim kuracaklar ve onları harekete geçirecek temel unsur bu teknolojileri ne kadar iyi kullandığınız değildir. Bunun ile birlikte reklamcılığın temel gerekliliklerini yerine getirmemiz gerekiyor.
Reklamcılık içinde ciddi bir kültür barındırır. Edebiyat, şiir, psikoloji, sosyoloji, film ve fotoğraf gibi bir çok konuda bilgi sahibi olmak gerektirir. Bu yüzden ikna etmeyi başaran işlerin derinliğini markasına iyi anlatan ajanslar gelecekte çok daha fazla büyüyebilecek.
En iyi Reklamlar Post-Corona Sonrası Ortaya Çıkabilir

Corona salgını etkisinde tüm dünya önemli değişimlere tanık olacak. Bu değişimler hemen hemen tüm sektörlerde olduğu gibi, reklamcılıkta da görülecek. Bugün dünyamızda ciddi bir kaos var. Her şeyin bolca olduğu günümüzde en büyük problem bolluk. Tüketicinin kafası hiç olmadığı kadar karışık. Doğrular ve yanlışlar hep iç içe geçmiş durumda ve markalar bu karmaşıklığın içinden nasıl çıkabileceklerini bilmiyorlar. Hangi mecrayı kullanalım, nasıl kullanalım? Gibi bir çok soru işareti var. Hepsinin üstüne de ekonominin darmadağın olduğunu ekleyin.
Reklam ajanslarının bu süreçte işleri hiç olmadığı kadar zor. Önümüzdeki süreçte ekonomik olarak rahat olan reklam ajansı bulmak da zor olacak. Rahat olmayan düşünürler, düşünemezler. Bu yüzden sektörde ciddi yer değiştirmelere şahit olacağız ama günün sonunda satış ve müşteri odaklı işlerin sayısı gözle görülür bir şekilde artacaktır.
Tüketicinin İlgisini Çekebilmek Her Geçen Gün Zorlaşıyor
Evet zor fakat bu kadar sıkılan ve ilgisizleşen tüketici hiç mi bir şeye ilgi göstermiyor. Daha öncede bahsettiğimiz gibi yapılan araştırmalar, batılı bir insanın günde ortalama 6000 tane ticari mesaj ile karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Böyle bir görsel kirliliğin yaşandığı dünyada, ilgisizlik normal karşılanmalı bence.
Çok hızlı kabuk değiştiren tüketim dünyasında insan psikolojiside hızlı değişim göstermekte. Baktığımızda yaşanan corona krizi sonrası sosyalleşmek ciddi anlamda sanal ortamlara taşındı. Bu kadar hızlı dönen dünyada değişen tüketici davranışlarına hala eski pazarlama teknikleri ile yaklaşmak sizdece yanlış değil mi ?
Çok değil bundan belkide 3 yada 4 yıl önce dijitalin çok etkili pazarlama aracı olduğuna dikkat çekerken bugün geldiğimiz noktada binlerce dijital reklam arasında artık bir çoğunu red ediyoruz. ilgilenmiyoruz. Dikkatimiz gün geçtikçe azalıyor. Demekki neymiş ? Önemli olan mecra değil, fikirmiş.
Artık bilgi çağını da atlattık. Bugün bilgiyi ayırt etme dönemindeyiz. Her şeyden bir parça bilmek günümüzün en büyük problemlerinden biri olmaya aday. Bu durumda görsellik, eğlence, her şeyi tat alarak yapmak isteği ayrıntıları incelemenin önüne geçiyor. Günümüzde bir şeye nadiren tam ilgi gösteriyoruz.
Sonuçlayacak olursak tüketici olarak uyumsuz ve stresli olduk. İç berraklığımızla olan temasımızı kaybettik. Konsantrasyon yeteneğimizi kaybettik ve kolayca sıkılıyoruz. Bu yüzden reklamcılık da, sadece teknoloji bilmek ile ilgili değildir. Daha derin bir anlayış ve yaşam biçimi gerektirir.
Neden MODD İsmi ?

Özetle markanın DNA’sına odaklanan reklamcılar geleceğe yön verecek diyebiliriz. Sadece dijital teknolojileri bilmek yeterli değil. Birçok farklı disiplini içinde barındıran şirketler markalar için doğru işler üretecek. Tam bu noktada ajansımızın ismi MODD’dan bahsetmek istiyoruz. ‘’ Motivation Of Design Disciplines ‘’ tüm tasarım disiplinlerinin bir arada olması demek. Biz markamızı bu DNA üzerine kodladık. Temelinde kültür ve derinliği olan farklı disiplinler var. 10 yıldır öz sermaye ile kendi inşaa ettiğimiz binamızda sağlam adımlar ile büyüyoruz. Bugüne kadar 300’den fazla markaya hizmet verdik. Ödül anlamında değil, satış anlamında çok büyük başarılara imza attık. 2019 yılından itibaren ajans içi yatırımlarımızı arttırarak markalara daha büyük hizmetler vermeye başladık. Bugün samimiyetle söylememiz gerekir ki, 10 yılda hiç küçülmeden, kendi sermayesi ile 42 kişi olmayı başarmış yerel ajans olmak hiç zorlu olmadı ama buraya kadar gelmek için bir çok şeyi doğru yapmak gerekiyor. Biz de bu anlamda sabırlı, adım adım büyüyen ve hedeflerini bu doğrultuda koyan bir ajans olmayı başardık. Önümüzde en tepedeki ajans olmak yok. Marka-ajans ilişkisini en iyi çözen, sattıran reklamlar yapan bir ajans olmak var. Bunun için tüm enerjimizi bu amaç uğruna harcıyoruz.
En İyi Reklamlar = En Çok Sattıran Fikirler.
En Çok Sattıran Fikirler = ?
Evet. Özellikle post corona sonrası tüm reklamcıların başlıkta olduğu gibi çözümler bulmaları gerekiyor. Reklamcılığa yeni terimler üretmektense, daha basitleştirmeyi düşünmemiz gerekiyor. Zaten her şey yeterince karmaşık. Yeni dünyada yeni fikirlere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Ve bu fikirler bir anda karşımıza çıkmayacak. Steve Jobs’un dediği gibi, başka insanların fikirlerinin gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin ‘’ bence yirmi birinci yüzyılın dahileri iletişim yağmurunun, e-postaların, mesajların, tweetlerin, Facebook’un, telefonların vs. aman vermeyen akışının fişini çekebilenlerin arasından çıkacak.
Unutmayın kendinizin en iyi versiyonu olmanız bir başkasının kötü kopyası olmaktan daha onemlidir. Seni diğerlerinden farksız yapmaya tüm gücüyle gece gündüz çalışan dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladımı artık bitmek bilmez.
Değerli Zamanınız İçin Teşekkürler
Cem Has
Ajans Başkanı
