Reklamcılık da aynı sanat gibi farklı şekillerde yorumlanabilir, algılanabilir ve insanların hayatlarına iyi-kötü bir şekilde dokunabilir. Biz de tıpkı bir sanat atölyesi gibi harika hikayeler anlatan, tüketicisini güldürebilen, düşündürebilen ve farklı deneyimler yaşatan markaların ajansı olmak için yola çıktık.
2014 yılının başlarında taşındığımız, kendimize ait 1100 metrekare binamızda sadece çalışmıyor, yaşıyoruz. Gündemi takip ediyor, eğleniyor, dijital ya da analog fark etmeden doğru bağlamdaki doğru içeriği geleceğin anahtarı olarak görerek işlerimizi tamamlıyoruz.
Kalabalığı harekete geçiren fikirler üretip, markaları sokaktaki insanlar gibi samimi konuşturmayı hedefleyen stratejiler geliştiriyoruz.
Biz aslında markalar ile uzun vadeli bir maratona çıkarıyor, konumlandırmalarına uygun stratejiler geliştiriyor, bu fikirleri 360 derece iletişim mecralarında tüketicileri ile buluştururuz.
Ve tabii ki kalabalığın içinden sıyrılacak nitelikte işler ile…
Üstünlük taslanmaz, tasarlanır.